“Yeni nesil” veya “Gelecek Nesil”, çoğu zaman “yeni dünya düzeni” ile çok yakın kullanılan kavramlar. Yeni düzen, sistem, paradigma ne kadar işleri çözecek tam olarak bilmiyoruz …gibi.
Evet birçok işi robotları ve teknolojik sistemlerin üstlendiğinin ve bunun giderek arttığının farkındayız, değil mi? Peki bu nereye kadar gidecek? Aslında teknoloji (başta AI) ve robotik endüstrisinin gidebileceği nokta ile ilgili. Buna göre, doğrusu ciddi bir sınır olduğunu düşünmüyorum.
Bu krizin bir harp halini almasını düşünmek yerine yeni düzenin nasıl birşey olabileceğini düşünmenin daha pozitif bir yaklaşım olabileceğine inanıyorum. Ama yine de dünyadaki insan nüfusunu (giderek artan) düşündüğümüz zaman tuhaf bir kriz halinin yaşanacağına da bir o kadar inanıyorum. Mecburi bir durum gibi.
Bahsettiğim sadece işçiler ve ağır angarya işler değil. Doktorlardan, birçok branştaki mühendislerden, avukatlardan, öğretmenlerden, pilotlardan, modern caddelerin lüks mağazaların işletmecilerinden bahsediyorum. Neredeyse AI ve robotların üstlenemeyeceği pek birşey kalmayacak. Herşeyi devretmeye karar verdiğimizde kalanlar ne yapacak? Bu aslında çoğu insanın kafasında ciddi bir kaygı oluştursa da, çoğu makalede (The Economics, Bloomberg, Guardian, Nature, TIME, …) daha iyimser bir izlenim verilmesi şaşırtıcı değil.
Bu ünlü mecralarda yazan yine ünlü yazarların dahi kendi evlerinde arkadaşları ile kahve içerken söyleştikleri potansiyel sorunları yazılarına aktar(a)madıklarına enimim. Mecburen böyle davrandıklarını düşünüyorum. Bu yazıdaki gibi zorlama cümleleri okuduğum zaman rahatsız olmuyorum.
Ama bir yerlerde gerçekten insanlığa hükmedebilecek kadar güçlü sistemlerin geliştirildiğini, hatta testlerde oldukça başarılı sonuçlar alındığını da biliyorum. Olan bitenin ne kadarını bildiğimi bilmiyorum.
Size bira tuhaf gelebilir ama toplumda olaylara daha hakim olan çoğu insanın, birçok işi robotlara devretmenin aslında çok daha faydalı olacağına inandığını da söyleyebilirim.
Ama istihdam politikalarında, kültürel izdüşümünde ve orta-uzun vadeli planlarda çok iyi yeni modellere ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu modellerin büyük kısmı aslında “şimdilik” robotlar ve teknoloji yerine daha “ucuz” olan insanların kullanılması esasını benimser. Aslında “şimdilik” olan kısmın bile süresinin dolmasına az kaldı diyebilirim. Özellikle iletişim ve tarifleme (prompting) geliştikçe bu sürenin kısa sürede sona erebileceğini söylemek istiyorum.
Peki bir belediye başkanının bile yapay zeka sistemi tarafından icra edilebileceği bu dönemde (MayTH projesi) neler olacağını hesaplamak kolay mı?
En azından mevcut belediye başkanına nasıl bir iş bulabileceğimizi düşünmek bile zor 🙂
Durum öylesine tuhaf ki, insanların işlerini elinden alacak yapay zeka, robotik ve benzeri teknolojilere daha gelmeden bile bu kadar nüfusu nasıl verimli yönetebileceğimizi bilmiyoruz. En azından bölgesel-ulusal-küresel “liderler”in ve çevrelerindeki “akıl kurmayları”nın bilmediğini çok net görebiliyorum.
Bence en önemlisi yapay zeka ve robotlara devredilecek milyonlarca işin nasıl yürütüleceğini, ayrıca boşa çıkacak yine milyonlarca elemanın nasıl değerlendirilmesi gerektiğini konuşmak.
Uçak kalkmadan önce birşeyler yapmak zorunda hissetmeniz için mevcut durumu iyi anlamış olmanız gerekiyor. Olan bitenleri yani. Uçak kalktığı zaman onlar binip gidecekler ve geriye kalanlar için herşey çok zor olacak. Üstelik yakında kalkacak uçağa çok az kişi binebilecek. Bu kişilerin kimler olacağı son dakikada belirlenmeyecek.
Enteresan bir belgesel izlemiştim (eğer hala link çalışıyorsa seriyi buradan izleyebilirsiniz). Her ne kadar adı “Neden yoksulluk” olsa da aslında sistemin nasıl işlediğini, daha doğrusu işlemediğini de anlatıyor. Olanların “izlediklerinizin” çok ötesinde olduğunun farkına varmak için epey geç. Ulusal yöneticiler, hükümet başkanları, liderler bu konuda çaresiz hissediyor olabilir. Her umursama on milyonlarca dolar demektir. Bunun çaresi sürekli yeni havuzlar oluşturmak veya mevcut havuzu devasa boyutlarda inşa etmek değildir. En azından bu iş bir “Ponzi sistemine benzmeye başlayınca kaçma zamanı” diyen programlayıcıları eğitmemiz gerekiyor. Zaten bir sondaki dalganın onlara da zarar vereceğini bilen sayısı oldukça az.
Mesela Çin Halk Cumhuriyetinin bazı küresel yaklaşımları oldukça ilgi çekici ve güzel geliyor bana. Birkaç gün önce bir ulusal olarak sahiplenilmiş-küresel anlayışlı “Global Security Initiative” (küresel güvenlik inisiyatifi) projesini detaylı dinleme fırsatı yakaladım. Bazı mantıksal güncellemelere ihtiyaç duyuyormuş gibi gelse de toplamda son derece güçlü bir modeli öneriyor. Umutsuzluk diye bir tanım içermiyor. Çünkü aç olan herkesin masaya davet edildiği bir ifadesi var.
İhtiyaç, uygulamada zor olsada hesabı oldukça kolay. Bu konuda yeni nesil yaşam alanları (şehirler) ve şehirleşme prensipleri üzerinde epey çalışma yaptık.
Bunun için yazının devamını (ikinci kısmını) okumanızı öneriyorum.
Comments
One response to “Next Gen. Jobs and Employment Paradigm (TUR)”
[…] konuyu detaylı olarak anlatmaya çalışıyorum. Ürkütücü gelse de bu gerçek. Diğer bir yazımda olan bitenlerin kültürel, sosyolojik ve felsefik boyutu hakkında düşüncelerimi ve […]