End of Crypto currency (TUR)

Bu makaleyi okumadan önce dijital para nedir, bitcoin (makalenin yazıldığı gün itibariyle bir bitcoin in değeri 60 bin dolar civarındadır) nedir, nasıl çalışır gibi konularda az da olsa bilgi edinmenizi öneririm.

Henüz işin en başında iken, sonunu konuşmaya cesaret etmek çoğu insana komik veya saçma gelebilir. Oysa, girmekte olduğumuz “Dijital Para” dönemi, kendi sonunu anlatan bir tanımla tüm dünyaya yayılmaktadır. Bunu iyi anlamak, özellikle başta devletler için süreci minimum zararla atlatmaya yarayacaktır.

Pekala, biraz geri gidelim ve önce “Teknoloji İnsanı ve İnsan Yaşamını Nasıl Modelliyor” başlığı ile başlayalım.

Teknoloji bizi, insan hayatını modelliyor olabilir mi? Her istediğimizi kendi irademiz ile seçmiyor muyuz yoksa? Lafı çok dolandırmadan cevap vermek istiyorum: Evet seçemiyoruz! Bunun farkında olun veya olmayın, teknoloji tüm ürünleri ile yaşamınızı en derin yerlerine kadar modeller. Yapmanız veya sahip olmanız gereken hemen herşeyi size önerir ve sadece 1-2 benzer alternatif arasından bir tercih yapmanız gerekir. Bunu yapıyorsunuz da zaten.

Buna “teslim olmak” istemeyenlerin yaşadığı sıkıntılar ise genellikle şimdilik boşluk. Yaşamınızı modelleyen teknoloji size sadece “kötü” şeyler yapmanızı emreden bir mekanizma değildir elbette. Toplumun yönelimlerine göre yavaş yavaş veya hızlı modelleme söz konusudur, çünkü teknoloji, sabredebilen bir mekanizmaya ve kibire sahiptir.

Finans konusunda ise “para” kavramının son 200 yıl içerisinde nasıl evrildiğini ve hayatın merkezine nasıl oturduğunu anlamak çok önemlidir. Bunun için eski bir eser olan “Modern Paranın Mekaniği” kitabı size çok değerli bilgiler ve fikirler verebilir.

Paranın karşılığının meta’dan havaya dönüşmeye başlaması, ülkelerin borçlanması ve doğal enflasyonun ortaya çıkması artık “hesaplanabilen” ölçülerin dışına taşmaya başladı. Kaynaklara veya madenlere dayalı değil, üzerinde şık imgeler olan kağıt parçaları para olarak kullanılırken, uzun yıllar önce yerini bilgisayar harddisklerindeki dijitlere bırakmaya başladı. Paranın dolaşımı ve borçlanma o kadar fantastik artış gösterdi ki “uydurma para” (borç veya kredi) bir zamanlar para diye ortaya çıkan köklerini ezip geçti. Bu süreci başarıyla(!) modelleyenler ise zamanın dolmaya başladığını seneler önce hissediyordu. 1988’de the Economist dergisinin Ocak ayı kapağı, sonraki 20-30 yılda artık dönüşüm vaktinin geldiğini haber vermek için oldukça önemli bir görsel ile yayınlandı.

Sizce de bundan 22 yıl önce bugünkü blockchain veya bitcoin’in tanımlanmıyor muydu? Bu bir ilerleme ve gelişim değil, mecburi istikametti.

Görselde dikkatinizi çeken başka şeyler de var mı? Mesela Amerikan Doları (USD) nin alevler içinde kalması ve buna hükmeden bir güç ifadesi olan kuş (phoenix) ! Acaba tedirginliği yaşamanıza gerek yok, aklınıza gelenler doğru.Bu makale için, çok uzun bir analize gerek yok, zaten isterseniz bu kapak hakkında istemediğiniz kadar yorumu ve değerlendirmeleri (komplo teorisi zannedeceğiniz ve kabul etmemeyi tercih edeceğiniz değerlendirmeler de dahil) bulabilirsiniz.

Yukarıda okuduklarınız ve çıkarımlarınız, gündelik hayatınızda radikal bir değişiklik yapmak için sizi motive edecek kadar güçlü değil henüz, çünkü eviniz bu mekanizmanın ürünleri ile tıka basa dolu. Neden? Çünkü bu ürünleriniz olmadan yaşamınız tamamen sekteye uğrayabilir (böyle hissediyorsunuz). Hatta buna elektrik, gaz, su ve kanalizasyon hizmetleri için evinizdeki-işyerinizdeki sistemleri bile dahil edebilirsiniz. Dijital paraya geçiş yolunda köprüden önce son çıkışı işte o yıllarda kaybettik. Bu “kötü oldu” demek değilse de, sonuçlarını kötü bir şekilde ödemek zorunda kalacak çok fazla insan, hatta millet olacaktı. Çünkü, Dijital Para çözümünün hayatımıza girmesi, son 100 yıldaki para modellerinin artık insan nüfusuna, satılmayan üretime, gerekli-gereksiz satın almalara, dünyada geriye kalan kaynaklara, insan ömrü süresine yetmeyeceğini düşünen insanların bulduğu bir çözüm ve uygulamadaki kararlılığıydı.

Teknoloji insanlara sadece “sunar”. Tüm insanlara! Birbirileri ile çok yakın mesafede yaşayan (mahalleler, apartmanlar) ve sürekli iç içe yaşayan insanların arasına damlatılan motivasyon damlacıkları gibi. İlgi çekici, hayran bırakıcı, arzuları tetikleyici, vazgeçilmez hissettirici metalara karşı “mecburi” istikamette sunar. Bu da biraz zaman alır tabiki ama toplum mühendisliğinin fonksiyonları da böyle çalışır.

Dijital para, çeşitleri ile birlikte hayatımıza girerken, fiilen “nasıl ortaya çıktı acaba” diye araştıranların, kaygılandırıcı bir kısa tarih kesiti ile karşılaştıklarını göreceksiniz. Aslında kendi halinde bir mühendis olan Sa-to-shi Na-ka-mo-to. Belki içinizden, LinkedIn e girip bu çekik gözlü mühendis beyefendiyi bularak hemen ağınıza eklemek ve derin tecrübelerinden faydalanmak, onunla arkadaş olmak isteyen birileri de çıkabilir. Deneyebilirsiniz de… Yine fazla derin bilgilere girmeden kısa birkaç üzücü bilgi vermek ve konuyu kapatmak isterim : sayın Nakamoto hiç var olmadı. Bir yüze ihtiyaç olduğu için aşağıdaki görseldeki kişi seçildi ama o da maalesef artık bizimle değil. İnandırıcı gelmediyse google size istemediğiniz kadar detay vermeye hazır. Google’da en başta çıkan bu görselde, (adı herneyse) beyefendinin kimliğindeki bazı kısımları parmakları ile kapatması bana hem komik gelmiştir. Bu kurguyu hazırlayanların biraz amatörlüğü mü desem?

İsterseniz biz yine, sayın Nakamoto’nun (veya herhangi bir veya birkaç mühendisin) bu sistemi geliştirdiğini ve hayata geçirdikten sonra bilinmeyen bir tropik adada tatile gittiğini kabul ederek asıl konuya dönelim.

Dijital paranın (blockchain, bitcoin ve bu dünyadaki tüm elemanlar) faydalarını anlatmak için biraz zorlamak istiyorum. Sosyal medya ve deep (dark) web in bazı gizemlerinden faydalanmayı başaranlar önemli bilgilere ulaşabilirler. Gelecek vizyonu sağlam olan zeki bir avuç insanın, artık çok kalabalık(!) olan bu dünyada dijital para devrimini 1900 lere göre daha zor şartlarda uygulamak zorunda kalması. Ama bu mecburi istikamet. Biraz gürültü, patırtı ve yoğun ekonomik gündemin bu ekibe yardımcı olduğu kesin. Yine de bu salgın günlerinde zaman bulabilirseniz www.thevenusproject.com gibi sitelerde aksi yönde (anti-tez) nelerden bahsedildiğine de göz atabilirsiniz. Olumlu veya olumsuz (iyi-kötü-çirkin) grupların tamamının “dünya kaynaklarının limitlerinden” bahsediyor olması fikrini iyi anlamak lazım. Yani dijital paranın ortaya çıkarılması, mevcut sanal ekonomik düzensizliğin gerçek (sanal olmayan) ekonomi düzenine toplarlanması için şart haline gelmişti. Tek sorun bu sistemi yönetenlerin, hayali parayı ortadan kaldırmak için biraz sert bir çözümü tasarlamış olması.

Teknoloji hayatınızı modellerken en temelde “yaşamı kolaylaştıran” sistemlerin olduğu odalara girmemizi ister. Bu tercih size sunulduğunda, önünüzdeki 2 kapıdan birinde “yaşam, huzur, rahatlık ve keyif” yazarken, diğer kapının üzerinde “yokluk, yoksulluk, yoksunluk” yazar. Tercih sizin tabiki.

“Dijital para” kavramı nüfusu 10 milyara koşan bir dünya için hiç de iyi bir çözüm değil. Dünyanın 10 milyar olduğunda artık çalışmayacağını düşünenlerin, bu kabusu görmek istemedikleri için geliştirdikleri bir sistemdir. Mecburi istikamet diye ısrar etmemin sebebi, bu fikri savunmam değil, olan biteni parçası olduğumuz sebepleri ile haber vermeye çalışmamdır. Bu mekanizmanın insanları öldüreceğini veya korkunç felaketlere zemin hazırlayacağını söylemiyorum, sadece bu mekanizma, yüzlerce, binlerce çarktan oluşan dev bir sistemi çöpe atıp, birkaç devasa çark ile yer değiştirileceğini tarif etmeye çalışıyorum.

ÇÖKÜŞ

Aslında, tarihte bilinen diğer finansal yapılardaki (borsa, banka, hazine vs.) gibi bir çöküş veya yıkımdan bahsetmiyorum. Dijital paranın, mesela “elektriklerin birkaç hafta kesilmesi” ile devre dışı kalması ve elektrikler geri geldiğinde banka hesaplarda artık para olmadığını gören insanlardan ve bu sistemi bir kurtuluş olarak geliştiren insanların ise “dijital paranın dahi yetersiz kadığı bir öz-kaynak problemi olduğunu hissetmelerinden” bahsediyorum. Her ne kadar muhtemel etkisi, bir sabah kalktığınızda karşılacağınız “felaket” olsa da korkmayın. Hemen başucunuzda duran ve alternatifi olmayan “çözüm” hapı ile hayata tutunmamızı sağlayacak bir çöküş bu. Aslında zaten sizin olmayan, sadece temel ihtiyaçlarınızın üretilmesini (satın almanızı değil) sağlayan bir hayali paranın, tekrar ortadan kaybolmasından ibaret bir “çöküş”. 10 yıl boyunca hazırlık yapıp, birkaç haftada çözümü devreye sokmaktan ibaret. Bu nedenle çok sağlam görünse de, son derece narin-zayıf elemanları olan “teknolojinin” üzerine inşa edilmiş “dijital para” sistemini bir amaç olarak değil, ürkütücü bir “yeni dünya düzeninin” aracı olduğuna inanıyorum. veya buna “daha iyi bir dünya düzeni” diyelim.

Henüz yayına geçmeye çalışan, ancak büyük devletlerin ve kurgulayıcıların azmi sayesinde bu konuda çok hızlı ilerleyen sanal paraya, nasıl olsa 10 yıl var deyip yatırım yapmak isterseniz mevcut birikiminizle bitcoin veya benzeri sanal paraları satın alabilirsiniz. Çoğu insan “yaygınlaşma” sürecinde bitcoin in ciddi oranda değer kazanacağını düşünüyor. Yani şimdiki değerinin 6-7 katına ulaşması gibi. Makul bir kurnazlık. Veya belki de mevcut bütün paranızı fiziksel altına yatırmak isteyebilirsiniz. Bu gerçekten iyi bir hamle olurdu ama sistemin uygulayıcılarının bunu potansiyel bir risk olarak gördüğü için yıllar önce insanları bankacılık sistemine mecbur bırakması gibi evinizin biryerlerinde “altına” sahip olmanızı yasaklayabileceğini, hatta varsa elinizdeki kilolarca altını bile bir bankaya gidince bozdurmanızın önüne geçebileceklerini, bunu sadece “sertifikasız”, “kayıt dışı” olarak kabul eden 2 satırlık basit bir yasa ile yapabileceklerini unutmayın…

Bana sorarsanız, planınız ne olursa olsun, “kendinize ufak çaplı da olsa tarım ve hayvancılık yapabileceğiniz bir arazi almayı” unutmamanızı önerebilirim 🙂